21 Ekim 2013 Pazartesi

Çingene Bir Betimleme - Gül Sokağı

Başlamalı Aslında bilmenizi isterim yav, sonra sormayın. Ben çingene değilim. İzmirde yaşayan içine kapanık bir gencim. Bir çok yarışmaya katıldım, öykü olsun, betimleme olsun, hikaye veya roman olsun. Hepsinde dereceye girdim, hava atmıyorum :) Yazarken hep şuna dikkat ettim bunu okuyan görevliler sıkılmasın, şu eğlenceli cümleyi ekliyim, şu vurguya dikkat ediyim veya şurada ( ahh! ) mı olsa ne gibi. Bu dikkatlerim ve tertipliliğim bana yarar sağlamadı.

Peki uğraşsam hanelerde ismimi görebilirmiydiniz? Hayır. Fakat şu günlerde en çok erotik veya aksiyon kitapları yazılıyor. Bizim gibi bu denli sokak yazıları, klasik yazılar veya betimlemeler yok. Ben hala yazıyorum, en güzel betimlememi... İlk okul 4'de yazmıştım. Konusu çiçekli bir sokak. Sade ve güzel bir Gül sokağı. Sınıftakiler o anda benim onlardan farklı olduğumu anlamışlardı. Artık türkçe öğretmenim bana ayrı bir özen gösterdi ve daha sonra yarışmaya katılmama yardımcı oldu. Yarşımada 2 sayfalık bir hikaye yazmıştım. Saçma, çocukça birşey. Kaçıncı mı olmuştum? Sanırım 600.100 gibi bir sıralamaydı. Öğretmen anlam verememişti. Ama o sene kurtuluyordum, başka bir öğretmenle devam edecektim.

 Neyse, konuyu uzatıyorum :) Sizin aklınız o farklılığımın anlaşıldığı betimlemede kaldı. Farkındayım :) Betimlememi size tam olarak vericem.


Küçük Çocuğun Küçük Yazısı: Kuş sesleri ayrı geliyordu kulağa o gün. Bahçede kiraz ağacındaki kirazlar yerlere dökülmeye başlamıştı. Hafif rüzgarla birlikte kiraz ağacı ağlıyormuş gibi olmuştu. Bahçedeki badem ağaçı, pencere demirliklerinden içeri girmekte zorluyordu. Hafifçe yürüyerek, bakıcısını uyandırmadan pencereyi kapattı Gül. Toprak üstüne düşmüş erikler, çocukları beklemekteydi. Az sonra gelecekti mahallenin tatlı çocukları. Her zamanki gibi ellerinde sepet ve ceplerinde bir kaç kuruş olacaktı. Erikleri koparırken, evin çocuklarının bakıcısı pencereye çıkıp bağıracak kaşları çatmış bir şekilde. Sarmaşıklar, klima borularına iyice dolanmış, böcekler ortalıkta rahatlıkla geziyordu.Çocuklar kirazları tam toplayacak, rüzgarın uğultulu sesi onlara engel oluyordu. Nasıl olsa evden inemeyecekler diyerek taşlık alana orutup meyvelerini  yediler. Daha sonra yüxmek için sokağın güzel kumsalına indiler hep birlikte. Cıvıl cıvıl sesleri sokağa hava katıyordu. Eski ama güzel yoldan koşarak gidiyorlardı. Arada bir durup yoldaki sarı, mavi gözlü minicik kedileri seviyorlardı. Kumsala indiklerinde ise kendilerine kuma gömüp zıplayıp, hoplayıp yüzüp atlayıp eğlendiler. (kısaltılmıştır)



2 yorum:

  1. Yüzümde bir tebessümle yazını okudum. Geçmişe gittim hatta ben de hava attığımdan değil ama 4 yaşında kendi kendime yazı yazmayı öğrendim. Ve okula gitmeden bir gün babamın çoook eskiden yazdığı bir şiir defteri buldum ve o şiir defterini katlettim. İçine mevsimlerle ve aşkla ilgili uydurma şiirler yazmışım. :) Bunu da birkaç gün içinde kendi bloğumda yayınlarım belki. Umarım hayal ettiğin yere ulaşırsın. Sen de beni takip edersen sevinirim. http://ayimara.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler, tabi kii :)

    YanıtlaSil